Bu sizi heyecanlandırıyor mu yoksa endişelendiriyor mu? Tabii ki verdiğiniz her iki tepkinin de haklılığı var. Tıp, düşünülemeyen tedavileri teknolojiler üreterek çözmeye devam ediyor. Hastalara bakım ve tedavi sunma şeklimiz de daha iyiye doğru değişiyor. Teknoloji de burada rol oynuyor.

Ancak bu mucizevi tedaviler kendilerini tam olarak amorti etmeyecektir. Hastalar ve çeşitli yatırımcılar, artan bu fiyatları nasıl yöneteceklerini maalesef tahmin edemiyorlar.

"Farmago olarak yalnızca geleceği kucaklamıyoruz. Bunu en ileri sistemler, araçlar ve uzmanlık aracılığıyla oluşturmak için aktif olarak çalışıyoruz. Doktorların buluştuğu sosyal bir ortam, ilaçdışı ürünlerin reçetelerini eczanelerden online olarak temin etme ve TETT yaklaşan ürünlerin sadece eczacıların satabildiği ve şu anda aktif olan farmago. Ve yatırım ortaklığıyla doktor ve eczanelerin tek platformda hastalara vereceği hizmetler.

Bu heyecan verici yeni dünyaya bir göz atmanızı sağlamak için fark yaratacak dört büyük trend belirledik. Bu eğilimler arasında ilaçları uygun fiyatlı tutmaya odaklanma, eczacıların rolünün genişletilmesi, tüketici beklentilerinin artması ve tıp biliminin hızlı ilerlemesi yer alıyor. Bu eğilimlerin birçoğunun etkisinin halen devam ettiği göz önüne alındığında, eczane hizmetlerinde görülen hızlı evrimin öngörülebilir gelecekte de devam edeceğini varsaymak mantıklı olacaktır.

 

1-  Uygun fiyata daha fazla odaklanan tüketiciler.

 

Eczacılığın geleceğine ilişkin herhangi bir değerlendirme, gittikçe artan ilaçdışı ürünlere ihtiyacı olan kişilerin bunları karşılayıp karşılayamayacağının hesaba katılmasıyla başlamalıdır. Bu ürünlerin maliyetleri enflasyonist ortamda son yıllarda artmaya devam ediyor ve edecektir. Yakın zamanda yapılan bir anket, insanların %47'sinin artan maliyet nedeniyle bir ürünü veya tekrar satınalmayı atladıklarını kabul ettiğini ortaya çıkardı.

Bu ihtiyacı göz önünde bulundurarak, tüketicilerin önündeki engelleri en aza indirmeye yardımcı olacak araçlar yaratıyoruz.

Yakın zamanda yapılan bir anket, tüketicilerin %70'inin ilaçdışı ürünlerin en iyi fiyatını bulmak için alışveriş yaptığını gösterdi. 2023'ün sonlarına doğru aktif kullanıma sunulan Farmago Avantajı, eczane ilaçdışı ürünler dahilinde veya dışındaki kozmetik ürünlerin tüketicilerin en iyi fiyatı bulmalarına yardımcı olmak için tasarlanmıştır. Belirli bir ürün için bu yenilikçi teklif, farmago üyesi eczanelerin faydaya dayalı maliyet paylaşımını stoklarda uzun süredir duran veya TETT yaklaşan ürünlerini farmago aracılığıyla doğrudan tüketiciye ulaştırmaktadırlar. Bu tasarruflar, müşterilere veya üyelere herhangi bir program (düşük komisyon dışında) maliyeti olmaksızın üye deneyimini geliştirir ve eczane avantajının değerini güçlendirir.

2-  Genişletilmiş Eczacı rolü

 

Ülkemizin 30 bin e yaklaşan eczacısı uzun süredir sağlık hizmetlerinin ön saflarında yer alıyor. Veriler, hastaların eczacılarla doktorla olduğundan neredeyse iki kat daha sık etkileşim kurduğunu gösteriyor.

Eczacılık ile ilgili araçlar gelişmeye devam ettikçe eczacının rolü de gelişecektir. Eczane otomasyonunun 2030 yılına kadar iki kattan fazla artması bekleniyor. Otomasyonun bu şekilde kullanılması, eczacıların sanal ve fiziksel hasta hizmetlerine daha fazla zaman ayırmasına olanak tanıyacaktır.

Bu genişletilmiş rol, tedavilerin başlatılmasını ve hangi ilacın verileceğine karar vermede daha fazla esnekliğe sahip olmayı içerecektir. Sağlık hizmeti sağlayıcısı olarak eczacılar, hastaları bütünsel bir şekilde tedavi etmede daha geniş ve daha aktif bir rol oynayacaktır. Bu yeni rol aynı zamanda baş gösteren doktor açığının kapatılmasına da yardımcı olabilir. Eczacıların rolünün genişletilmesi hastalar tarafından da memnuniyetle karşılanacak; hastaların %80'inden fazlası sizleri zaten sağlık ekibinin ayrılmaz bir parçası olarak görüyor.

Bu nedenle eczacılar, ilaçların olumsuz etkilerini önleme konusunda benzersiz bir konumdadır. Örneğin, ABD de yapılan bir çalışmada, eczacı tarafından yönetilen bir antikoagülasyon tedavi sürecinin, karşılaştırma grubuna göre önemli ölçüde daha az olumsuz olaya sahip olduğunu buldu. Bu, hasta başına toplam 3.700 ABD doları maliyet tasarrufuyla sonuçlandı.

Ek olarak eczacılarla etkileşim, ilaca uyumu artırır. Yine bir araştırma, eczacıların etkili desteğinin ilaca uyumda %30 oranında iyileşme sağladığını ortaya çıkardı.

Eczacılar aynı zamanda hastaların daha ucuz ilaçlar konusunda eğitilmesinde de öncü bir rol oynayabilirler. Bu, biyolojik ilaçlar için biyobenzer seçenekleri giderek daha fazla içerecektir.

Birlikte ele alındığında bu eylemler, eczacıların mesleki yeterliliğini ve sürdürülebilirliğini artırma ve hastalar ile ödeme yapanlar için (sgk,özel sağlık sigortaları)toplam bakım maliyetini azaltma konusunda ne kadar hazırlıklı olduklarını göstermektedir.

 

3-Artan Tüketici beklentileri

 

Hasta açısından bakıldığında, hizmetlerin ve tedavilerin; tıbbi, davranışsal, sağlıklı yaşam ve eczacılık yönleri arasında uzun süredir gözle görülür bağları vardır. Bu durum bir bakıma suistimallere, verimsizliklere ve potansiyel boşluklara yol açmıştır.

Tüketici beklentileri, mobil cihazlar ve her yerde bulunan e-ticaret çağında gelişti. Artık tüketiciler yüksek kaliteli, uygun fiyatlı seçeneklerini bulmak ve bunlara erişmek için kesintisiz, çok kanallı bir deneyim bekliyorlar. Hastanelerden, Aile sağlığı merkezlerine ve diğer sağlık hizmeti sağlayıcıları için bu beklentileri karşılamak, hastalara reçeteli ve reçetesiz ilaçlara basitleştirilmiş, sorunsuz erişim sunmak için gerekli dijital araçlara yatırım yapmak anlamına geliyor.

Son yıllarda daha tüketici odaklı bir geleceğe yönelimin nasıl hızlandığına dair önemli bir örnek, pandemi sırasında görüldüğü gibi teletıpın artarak benimsenmesidir. İleriye dönük olarak, yetişkinlerin %40'ından fazlası pandemi sonrasında da teletıp hizmetlerini kullanmaya devam etmek istediklerini belirtiyor.

Artık tüketiciler bakımlarını yönlendirmek ve desteklemek için daha kolay yollar talep ettikçe sağlık hizmetlerinin tüm yönleri daha sorunsuz bir şekilde entegre edilecek. Bu daha iyi entegrasyon ve daha bütünsel bakım koordinasyonu özellikle kronik hastalıkları olanlara fayda sağlayacaktır.

Örneğin, sağlıksız davranışların ve yaşam tarzı seçimlerinin diyabet ilaçlarına uyumun zayıf olmasına ve kötü sağlık sonuçlarına neden olabileceği diyabeti ele alalım. Bununla mücadele etmek için Geliştirmeye çalıştığımız Diyabet Yönetim Programı entegre bir yaklaşıma sahiptir. Böylece bir diyetisyen ile birlikte sağlanan vaka yönetimi ile hasta katılımını, eğitimi ve kilo verme desteğini birleştirir. Sonuç olarak klinik iyileşme, daha yüksek hasta memnuniyeti ve tıbbi maliyet tasarrufu elde edilir. Yani gelecekte eczane içinde bir diyetisyen kaçınılmaz bir ihtiyaç olabilir.

 

4-Tıp alanında gelişmeler

 

Gelecekte Eczane hizmetlerini etkilemeye başlayacak trendlerden biri, birkaç yıl önce hayal bile edilemeyen yeni tedavi türlerinin mevcut olmasıdır. Kanserlere yönelik hücresel tedaviler daha yaygın hale gelirken, gen terapileri gibi ilerlemeler de ufukta yaklaşıyor.

Gen terapileri, arızalı genleri susturarak veya değiştirerek, daha önce tedavi edilemeyen genetik hastalıkları tedavi etme potansiyeline sahiptir. Gen terapileri, bir hastalığın semptomlarını basitçe yönetmek yerine tedavi ederek yıllar süren maliyetli tedavileri ve hastaneye yatışları önleyebilir ve uzun vadede toplam maliyeti azaltabilir.

Yeni gen tedavilerine ek olarak hassas ilaçların kullanımının arttırılmasını da ekleyebiliriz. Bu ilaçlar, genetik seviyeye kadar her hastanın son derece kişiselleştirilmiş ihtiyaçlarına göre uyarlanır. Farmakogenomik olarak da bilinen bu çalışma alanı, kişinin genetik yapısının belirli bir ilaca tepkisini nasıl etkilediğini inceliyor ve genetik testin maliyeti düşmeye devam ettikçe daha yaygın hale gelecektir.

Farmakogenomik biliminin daha geniş kullanımı, bir ilaç kullanılmadan önce tam olarak kimin bir ilaçtan yararlanacağını veya yararlanmayacağını belirleyerek toplam bakım maliyetlerinin azaltılmasına yardımcı olacaktır. Bu, maliyetli advers ilaç olaylarını ve yan etkileri önlemenin yanı sıra, etkisiz ilaç tedavilerinin maliyetini de ortadan kaldırır. Örneğin, yine ABD de yapılmış bir çalışmada, tedaviyi yönlendirmede farmakogenetiğin kullanılmasının, başlangıçtaki antidepresan tedavisine yanıt oranında %50'den fazla artışa yol açtığını buldu. Sonuç olarak; Yanıt vermeyenlerin tedavisine yönelik tedavi maliyetlerinin yıllık 10.000 ABD doları daha yüksek olacağı tahmin edildiğinden, önemli maliyet tasarrufları sağlandı. Belki de farmakogenomik uzmanlığı mesleği çıkacak ve eczanelerde isihdam edilmeye başlanacaktır.

Ve Son olarak yapay zeka ve makine öğrenimi, sonuçları iyileştirmek ve bakım maliyetini düşürmek için  büyük bir fırsat sunuyor. Gerçekten de şu anda sağlık alanında gelişmiş ülkelerde (hastane, sigorta şirketleri ve devlet kuruluşları) %98'i bir yapay zeka stratejisine sahip olduklarını veya uygulamayı planladıklarını söylüyor.

Bu araçlarla eczane, tıbbi, laboratuvar, demografik, sosyal, davranışsal ve çevresel verileri içeren birden fazla veri seti birleştirilebilir ve analiz edilebilir. Bu, gelecekte yeni bir iş kolu doğurup belki de eczane yardım yöneticilerinin hasta düzeyinde hedefe yönelik müdahale fırsatlarını proaktif bir şekilde belirlemesine olanak tanıyacaktır.

Örneğin, diyabet ilerleme makine öğrenme modelinde diyabetle ilişkili hiperglisemik olayların olasılığını hasta düzeyinde tahmin edebiliyor olacak. Bu, diyabet yönetiminde yüksek riskli üyelerle etkileşime öncelik vermesini sağlar ve damar hastalığı, koroner arter hastalığı, böbrek hastalığı ve göz problemleri gibi diyabetle ilgili komplikasyonlardan kaçınmalarına yardımcı olur.

Gelecek için farmago yeni teknoloji ve yapay zeka çözümleri ile eczacı meslektaşlarını desteklemeye devam edecektir.